banner
banner
banner
banner
banner
banner
banner
banner

TERSANE ISTANBUL

İSTANBUL’UN EN BÜYÜK
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ

Tarihi bir tersane, cesur bir vizyonla 21. yüzyıla taşınıyor.

Tersane İstanbul, Türkiye’nin en büyük endüstriyel miras alanını dönüştürerek İstanbul’un merkezinde yeni bir yaşam, kültür ve deneyim rotası yaratıyor.

Haliç’in kuzey kıyısında, bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun denizcilik üssü olan Tersane-i Amire’nin bulunduğu alanda yükselen bu özgün proje; tarihi kıyı şeridine yeni bir soluk getirirken, anıtsal sanayi kompleksini oteller, müzeler, sanat ve kültür alanları, yaşam alanları, marina ve yaklaşık iki kilometrelik sahil şeridi ile bütünleşen çağdaş bir semte dönüştürüyor.

banner

KONUM

TARİHİ SULARA
GELECEĞE DÖNÜK BİR BAKIŞ

Tersane İstanbul, kentin en eski bölgesine geçmişle güçlü bir bağ kurarak yeni bir kentsel kültür ve geleceğe umutla bakan bir vizyon kazandırıyor.

Eski İstanbul’un tüm görkemiyle yükseldiği, antik Bizans ve Konstantinopolis’in geliştiği Tarihi Yarımada’nın kuzey sınırını tanımlayan sakin sularıyla Haliç, İstanbul’un topoğrafyasında her zaman belirleyici bir unsur oldu. Bu doğal limanın stratejik avantajları nedeniyle, dünyanın en büyük üç imparatorluğu, başkent olarak İstanbul’u seçti.

MÖ 7. yüzyıldan itibaren kıyılarında yerleşimlerin kurulduğu Haliç, Konstantinopolis’in güçlü bir liman kenti olarak gelişmesini sağladı. 1453’teki fetihten sonra, şehir Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olarak yeniden inşa edilirken, Haliç de küresel ticaretin canlandığı ve dünyanın dört bir yanından tüccarların akın ettiği kozmopolit bir merkez haline geldi.

Bizans döneminden başlayarak tersane, ticarethane ve depolarla çevrelenen Haliç, stratejik konumuyla Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde de İstanbul’un ana sanayi bölgelerinden biri oldu.

Yüzyıllar boyunca kentin endüstriyel yükünü taşıyan bölge, uzun süre Boğaz’ın ihtişamının gölgesinde kaldı. Ta ki şimdiye dek

banner

VİZYON

İSTANBUL’UN YENİ, DİNAMİK MERKEZİ

Bir endüstri üssünden, yarınlara bakan, dinamik bir şehir merkezine dönüşüm.

Her kentin bir merkezi vardır; İstanbul’un birden fazla! İki kıta üzerinde kurulu ve üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bu eşsiz mega kentin, zaman içinde çok merkezli bir şehre dönüşmesi beklenen bir sonuç.

Ancak İstanbul’un kalbi ve ruhu her dönemde Haliç kıyıları olmuştur.

Yüzyıllar boyunca üretimin merkezi olan ve 1995’te sit alanı ilan edilen Tersane-i Amire, bugün bambaşka bir yaşama uyanıyor.

Tersane İstanbul, tarihi Haliç kıyılarına yeniden hayat kazandırırken, bölgeyi suyla derin bağlar kuran ve semtin kültürel sürekliliğini sahiplenen, dinamik ve çağdaş bir şehir merkezine dönüştürüyor.