TARİHİN DERİNLİKLERİNE BİR YOLCULUK
600 YIL SONRA YENİDEN
HAYAT BULAN BİR MİRAS
Yüksek duvarların ardında gizlenen bir yaratıcılık ve ustalık merkezi.
Haliç’in kuzey kıyısında konumlanan Tersane İstanbul, yüzyıllar boyunca kentin denizcilik faaliyetlerine ev sahipliği yapmış eşsiz bir miras alanı. 1455 yılında, İstanbul’un fethinden sadece iki yıl sonra Fatih Sultan Mehmet’in temellerini attığı Tersane-i Amire, zamanın akışı içinde bir kara imparatorluğuna denizlerdeki gücünü kazandıran bir merkeze dönüştü.
Osmanlı padişahları tarafından sürekli geliştirilen tersane, 16. ve 17. yüzyıllarda Akdeniz’in en büyük gemi yapım merkezlerinden biri oldu. Kızaklardan torpido fabrikasına, pervane dökümhanesinden depolara kadar geniş bir üretim altyapısına sahip olan bu kompleks, aynı zamanda hastane, hamam ve okul gibi yapılarla kendi ekosistemini kurdu.
1970’lere dek aktif olan Tersane-i Amire, daha sonra kısmen taşındı ve kapatıldı; ancak barındırdığı mimari ve kültürel miras korunarak İstanbul’un endüstriyel belleğindeki yerini muhafaza etti.
Ve şimdi Tersane İstanbul, bu tarihi kıyıyı yeniden hayata döndürüyor. 600 yıl kadar bir süre yüksek duvarlar ardında gizli kalan bölge, ilk kez tüm özgün yapılarıyla birlikte halka açılıyor — her köşesinde geçmişin izlerini hissettiren bir yeniden doğuşla.